Yağmur Ormanları

Yetkili: Moderatör


Konuya cevap yaz
 2 sayfadan 1. sayfa [ 16 ileti ]
[Sayfaya git]   1, 2  Sonraki
Yazar Mesaj

Çevrimdışı Dr.CaPa BuRRo

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 07.02.2007 22:46

İleti: 16982

Yaş: 40

Konum: B.Düzü/İST

İletiTarih: 21.03.2008 16:03   İleti başlığı: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Yağmur ormanları, yüksek düzeyde yağış alan ormanlarla kaplı biyomlardır. Tropikal yağmur ormanları olduğu gibi ılıman yağmur ormanları da vardr. Yağmur ormanlarının en önemli özellikleri flora ve faunasındaki inanılmaz biyoçeşitlilik ve çok sayıda türü barındırmasıdır.

En büyük tropikal yağmur ormanları Amazon Basin'deki Amazon Yağmur ormanı, Nikaragua, güney Yucatan Yarımadası, Orta Amerika'da Belize, Kamerun'dan Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne kadar Afrika'nın ekvatoryal bölgelerinin büyük kesimi, Myanmar'dan Endonezya ve Papua Yeni Gine'ye kadar güneydoğu Asya, Doğu Queensland, Avustralya ve ABD'nin bazı bölgelerinde bulunmaktadır. Tropiklerin dışında ılıman yağmur ormanları İngiliz Kolombiyası, güney Alaska, batı Oregon ve Washington, batı Kafkas, Gürcistan'ın Ajaria bölgesi, Balkanların batısındaki bölgeler, Yeni Zelanda, Tasmanya ve Avustralya'nın doğu bölgelerinde bulunur.

Yağmur ormanları atmosferdeki karbondioksit dengesini koruduğu için dünya ekolojik sisteminde çok önemli bir yere sahiptirler.

Resim

Resim


Günümüzden dört yüz milyon yıl önce eğrelti otları tüm dünyayı sarmış durumdaydı.Daha sonra farklı yaprakları,gövdeleri ve serpilen dalları olan ağaçlar ortaya çıkmaya başladı.Yepyeni ve muazzam dönem Tropik Yağmur Ormanları Dönemi başladı.Orman, ışık ve besin için mücadele eden bitkilerin bir dokuması haline geldi.Çeşitli hayat formları oluştu.Durağan canlılar; mantarlar,bitkiler ve ağaçlar hareketli bir hayatı besledi.Sabahları nemli ve güneşten ısınmış hava yükselmeye başlayarak öğle vakti bulutlarının başlangıcı oldu.Yeryüzünde zaman başladığından beri her gün güneş enerji ve sıcaklıktan oluşan bir şerit çizdi.Bu şerit ekvatoru saran bir kuşaktır.Bu şekilde her gün alınan güneş ve su bitki örtüsünü besledi.Yavaşça her hayat biçimini şekillendirip değiştirdi.

Şafak vakti gecenin oniki saati gecenin oniki saatine dönüşür.Farklı mevsimler yok,sadece ışık ve karanlık,yağmur ve güneş ışığı var.Bu haftadan haftaya,aydan aya,yıldan yüzmilyonuncu yıla sürdü.Bu dönüşüm içinde yeryüzünün gördüğü tek başına yaşayan en büyük canlısı ormanın yapı taşları ağaçlar büyüdü.Ağaçlar yeşeren binlerce farklı bitkinin bir çeşitliliğidir.Ama neden bu kadar çok şekil ve renkteler.Böyle bir çeşitliliğe nasıl ulaştılar?

Resim

Her karmaşık organizmanın kökleri daha basit olanına dayanıyor.Değişik hayat biçimlerinin ataları dünyadaki ilk yaratıklardan gelir.Her bir birey tesadüfi olarak ebeveynlerinden oldukça farklıdır.Bazen farklılıklar hayatta kalmak için bir avantaj sağlar.Evrimin baskısı altında bazıları hayatta kalmayı başarırken bazıları yok olur ve milyonlarca yıllık evrimden sonra küçük değişiklikler ortaya çıkmaya başlar.Bunca zamanlık evrim sonunda doğanın sihri gibi görünen bütün bu olaylar gündelik hayat olur.Türlerin sayısı ve çeşitliliği hızla artar.Ormandaki her yarığı ve deliği doldurur.Orneo,Tayland,Kongo,Amazon,Hindistan ve Amerikanın merkez bölgeleri bu muhteşem ormanlarla kaplıdır.

Farklılıklar büyük değişikliklerle rahatsız edilmezse daha çok farklılık doğurur.Dinozorlarla akraba olan kuşlar birçok boy ve çeşitlilik gösterirler.Farklı meyve ve çiçeklerden beslenerek ormana polen ve tohumları dağıtırlar.

Resim

Her gün her yıl ve yüzyıllar bu şekilde devam eder.Bazı ağaçlar yüzyıl yada daha fazla yaşarlar sonra devrilir,ölürler.Devrilen bu dev ardında bitkilerin ve genç ağaçların çabucak dolduracağı büyük bir boşluk bırakır.Ağaçların hammaddesinde saklı olan enerji hiçbir zaman kaybolmaz,yada ziyan edilmez.Terlikler çabucak iş başı eder ve orman toprakları bir zamanlar verdiğini geri alır.Sistem içersinde her şey dönüştürülür.Yeni ağaçlar çabucak boşlukları doldurur.Bir yıllık bir sürede ormanın sık dokulu kubbesi tekrar oluşur.

Beslenme ve yaşanacak yer ihtiyacı karmaşık davranış alışkanlıklarını doldurur.Zaman ve koşullar bir karınca türüne mantarlara besin olması için yaprakları hasat etmeyi öğretir.Mantar büyüdükçe bütün yaprakları çürütüp karınca besinine çevirir.Bu tarz yakın ilişkiler.Çok hassastır ve biri diğeri yok olmadan yok olmaz.Bu tarz simbiyotik uyum ormanın her yerinde görülür.Bir tür hayatta kalabilmek için bir yere bağımlıdır ve hepsi birden ağaçlara bağımlıdır.




Her santimetrekaresinden hayat fışkıran yağmur ormanları, yeryüzünün en zengin bitki ve hayvan türlerini barındırıyor.Yağmur ormanları, belki de ömür boyu yalnızca resimlerini görebileceğimiz,belgesellerde izleyebileceğimiz ve hayal edeceğimiz bir yer olarak kalacak bizim için; ancak varlıkları, onlardan binlerce kilometre uzakta olsak da hayatımızı ummadığımız ölçüde etkilemeye devam edecek. Soluduğumuz havadaki oksijen miktarından tutun, kullandığımız ilâçlardaki maddelere; afiyetle yediğimiz çikolatadan, muza kadar hayatımızın her alanında yağmur ormanları ile birlikteyiz. Dünyadaki oksijenin %20 si Amazon Ormanlarında tatlı su kaynaklarının üçte ikisi Amazon Nehri’nde bulunuyor.

Tablonun siyah yüzüne geçmeden önce isterseniz önce şu sorulara cevap arayalım:
Nedir “yağmur ormanı?” Ve neden bu şekilde isimlendirilmiştir?



Yağmur ormanları, ağaçların, bitki türlerinin çok fazla olduğu ve yılın her gününde yağmur alan bir bölge—23,5 derece kuzey ve güney paralelleri arasında bulunuyor. Brezilya, Zaire ve Endonezya en büyük yağmur ormanlarına sahip olan ülkeler. Brezilya, dünyadaki yağmur ormanlarının yaklaşık yüzde 30’una sahip.Endonezya, yaklaşık yüzde 10 ve Zaire ise yüzde 9.

Tropik yağmur ormanlarına yılda yaklaşık 4 metre ile 10 metre arasında yağmur
yağıyor. Yıl boyu sıcaklık 25-35 derece arasında kalıyor ve çok fazla değişmiyor.Hayatın kaynadığı bir yer. Biz elimizi sürmeden önce karaların yüzde 16’sını kaplayan yağmur ormanları şimdi yalnızca yüzde 6’lık bir alan kaplıyor. Her yıl Büyük Britanya adası kadar bir bölge yok oluyor. Bazı bölgelerde bu yok oluş macerası daha hızlı gerçekleşiyor. —örneğin Madagaskar yağmur ormanlarının %90 ‘ı yok olmuş durumda. Bu kadar az yer kaplamakla beraber yeryüzündeki bitki ve hayvan çeşitlerinin yaklaşık yüzde 50’si tropikal yağmur ormanlarında yaşıyor. Yağmur ormanlarında her yerden hayat fışkırı-yor. Renkli ve zengin bir çeşitlilik her santimetrekarede kendini gösteriyor. Yalnızca altı kilometrekarelik bir alanda 1500 çiçekli bitki türü, 750 ağaç türü, 400 kuş, 150 kelebek, 100 sürüngen ve kırk binden fazla böcek türü bulunuyor. Tüm kuş çeşitlerinin yüzde 30’u, damarlı bitki çeşitlerinin yüzde 70’i burada yaşıyor. Ancak yağmur ormanlarının tahrip edilmesi sonucunda, saatte dört, günde yaklaşık yüz tür kaybediyoruz. Son zamanlarda her on yılda bir, yağmur ormanlarında yaşayan türlerin yüzde 5-10 oranındaki kısmının soyu tükeniyor. Türler birbirine bağlı yağmur ormanlarında yaşayan canlılar birbirine sıkı sıkıya bağlı bir ailenin üyeleri gibiler. Kuşlar ve memeliler ağaçların meyvelerini yiyor, Amazon Nehrinde yaşayan bir balık türü ağaçlardan düşen meyvelerle besleniyor. Ağaçlar da, çekirdeklerinin etrafa yayılması ve çoğalmak için hayvanların, onların meyvesinden yemesine muhtaçlar. Bazan bu bağımlılık öylesine güçlü oluyor ki, türlerden biri tükendiğinde diğeri de tükeniyor.

Resim

Böyle bir olay on dokuzuncu yüzyılda gerçekleşmiş. Hint Okyanusundaki bir adada insanların av merakı yüzünden Dodo kuşlarının soyu tükenmiş. Ardından Calvaria isimli ağacın çekirdekleri etrafa yayılmaz olmuş. Bilim adamları, çekirdekleri Dodo kuşu gibi sindiren başka bir kuş türünü adaya getirerek ağacın yok olmasını önlemişler.Kat kat hayat Dünyadaki en zengin ve en karmaşık ekosistemin bulunduğu yağmur ormanlarını, bilim adamları, dört ayrı katmana ayırıyor. Her katmanın çevre şartları ve içinde yaşayan canlılar farklı. Bu katmanlar, ısı, aldığı güneş ışığı miktarı, nem oranı ve içinde yaşayan farklı hayat formlarına göre ayrılıyor.

EMERGENTS : Ortalama kanopi yüksekliğinden çok daha büyük çok yüksek ağaçlar. Bunlar birçok kuş ve böceği barındırırlar. Emergents, en uzun ağaçların tepesini içerir ki bu yükseklik ortalama kanopi yüksekliğinden çok daha fazladır (81 metreye varan yükseklik). Bu tabaka (al makav gibi) birçok kuşa, böceklere ve bazı diğer hayvanlara ev sahipliği yapar.

Resim

KANOPİ : Ağaçların üst kısmı. Bu yapraklı ortam tropik yağmur ormanının yaşam dolu bölümüdür. Böcekler, kuşlar, sürüngenler, memeliler ve diğerleri bu katmanda yaşarlar.
Kanopi ağaçların üst kısmına verilen isimdir (yaklaşık20 - 40 m yükseklik). Bu yapraklı bölge yaşamla doludur: böcekler, örümcek, akrep cinsi hayvanlar, birçok kuş türü (kemik gagalı tukan, al makav, guguk ve boynuzgaga (hornbill) gibi), memeliler (komik maymun -howler monkey ki dünyanın ikinci en gürültücü hayvanıdır ve orangutan gibi), sürüngenler, (yılanlar ve kertenkeleler gibi), ve diğerleri. Kanopideki bitkiler kalın, yılansı gövdeler ve asalak bitkiler (hava bitkileri) içerirler. Yosunlar, likenler ve orkideler gibi ağaç üstünde büyüyen bitkileri örnek olarak verebiliriz.
UNDERSTORY (ALTÖYKÜ) : Yaprakların altında fakat zeminin üzerindeki karanlık, serin ortam. Altöykü yaprakların altında fakat yerin üzerinde karanlık ve serin bir ortamdır. Bu bölgede büyüme ışığın çok az olması nedeniyle sınırlıdır. Burada kısa, yapraklı ve çiçeksiz çalılar, eğreltiler ve asma türleri bulunur. Bu türler ışığı ve verimsiz toprağı süzebilirler. Bu bitkilerin bazıları, çalılar, palmiyeler, filodendronlar ve ağsı bitkilerdir. Altöyküde yaşayan hayvanlar; böcekler (kınkanatlılar ve arılar), örümcek ve akrep türleri, yılanlar, kertenkeleler ve küçük memelilerdir (kinkaju gibi). Bu canlı türleri ağaç içleri ve üstünde yaşayabilen türlerdir. Jaguar gibi daha büyük bazı hayvanlar da, av için etrafı gözlemek amacıyla bu bölgede çokça zaman harcarlar.

Resim
ORMAN TABANI : Hayvan yaşamıyla ve özellikle böceklerle dolu bölge. Yağmur ormanındaki en büyük hayvanlar genellikle burada yaşarlar. Orman tabanı hayvan yaşamıyla doludur. Bunlar özellikle böcekler ve örümcek akrep türü hayvanlardır (tarantula gibi). Goril, karıncayiyen, yabandomuzu, tapir, jaguar gibi yağmur ormanlarındaki en büyük hayvanlar genellikle burada yaşarlar.
Tropikal kuşaktaki bir ormanın diğer ormanlardan oldukça farklı bir yapısı vardır. Bir yağmur ormanında, geniş gövdelerinde çeşitli liken ve mantar türleri bulunan yaklaşık 50 metre uzunluğundaki ağaçlar yer alır. Çok sayıda kuş, böcek, hayvan türü, bu ağaçların üst tabakasında yaşamlarını sürdürür. Yüksek ağaçların altında, palmiye, sedir, maun, incir gibi orta boy çeşitli ağaçlar bulunur. Bunların gövdeleri de renk renk orkideler, kaktüsler, eğrelti otları ve yosunlarla kaplıdır. Ormanın en alt tabakası olan ot katı ise, oldukça sık bir bitki örtüsü oluşturur ve büyük bir zenginlikteki böcek, bakteri ve mantar türlerine ev sahipliği yapar. Kısacası, bir yağmur ormanının en karakteristik özelliği, insanı şaşkına çeviren canlı çeşitliliğidir.
Söz konusu çeşitliliği gözünüzde canlandırabilmeniz için birkaç örnek verelim: Bir hektar (10.000 metre kare) tropikal orman 600'den fazla ağaç türü barındırabilir. Amazon Havzası'nın bir bölgesinde, bir gün içinde, 440 tür kelebek toplanabilir. Tek bir ağacın üzerinde 43 ayrı karınca türü ; 650 farklı böcek türü görülebilir.Yine bu bölgedeki bir kilometre karelik ormanlık alanda yüzlerce tür kuşa rastlamak mümkündür; balıkçıllar, ağaçkakanlar, karabataklar, doğanlar, kartallar ve daha yüzlerce tür. Kuşların yerini geceleri aralarında vampir yarasaların da bulunduğu
onlarca tür yarasa alır. Bunların yanında tapirlerden maymunlara, geyiklerden mandalara, bildiğimiz ya da adı daha konmamış binlerce tür hayvan yaşar.Borneo'da 10 ağaçtan örnek alındığında, 2.800'den fazla eklem bacaklı hayvan türü bulunabilir.Tropikal ormanlarda yaşadığı tahmin edilen böcek türü sayısı milyonlarcadır. Amfibi ve sürüngen türlerinin sayısı 400’ün üzerindedir. Yalnızca yılanların 90 türü bulunur.
Burda bahsedilen sayılar belirli bir ortamdaki canlıların toplam sayısı değildir; canlı türlerinin sayısıdır. Bu muazzam sayılara ek olarak insanda hayranlık uyandıran diğer bir olgu da, yağmur ormanlarındaki kimi uzmanlara göre milyonlarca, kimilerine göre on milyonlarca canlı türünün mükemmel bir uyum ve iş birliği içinde yaşamasıdır.
Bir doğa bilimci 10 yılı aşkın bir süredir incelediği ağaç grubunun tepelerinde 28000’den fazla bitki türünün yaşadığını gözlemlemiş ve bu inanılmaz derecede bereketli bitkilerin ne işe yaradıklarını, ağaçlara ve kuşlara olan etkilerini araştırmıştır. Ve bu epifitlerin ormanın yeşil örtüsündeki mineral besinlerinin neredeyse yarısını barındırdığını görmüştür.
Genellikle yağmur ormanları toprağının zengin ve verimli olduğu sanılır. Ancak bu kanaatin doğru olmadığı kısa bir zaman önce anlaşılmıştır. Bu ormanların toprağı diğer ormanlarınkine kıyasla besin açısından fakirdir. Nasıl olup da fakir topraktan çok zengin bitki çeşitliliği çıktığı sorusuna gelince, bunun yanıtı yağmur ormanı ekosisteminin kusursuz tasarımındadır.

Resim

Bitkilerin gelişmesi için gereken minerallerin çoğu,tropikal topraklarda sınırlı miktarda bulunur.Minerallerin az olmasının nedeni,bu toprakların binlerce yıl boyunca yoğun yağmurlarla yıkanmış olmasıdır.Bitkiler için gereken ve toprakta eriyik halde bulunan mineraller,yağmurun etkisiyle yer altı sularına iner ve daha sonra nehirlere karışarak okyanusa dökülür. Geriye sadece kum ve çakıllardan oluşan alt tabaka kalır.
Toprak bu kadar verimsiz olmasına rağmen hasılası çoktur.Bunun nedeni besinlerinin çoğunun toprakta değil de bitkilerin kendisinde bulunmasıdır.Bitki ve hayvanların yaşamlarının sona erip çürümesiyle ortaya çıkan mineraller bitkiler tarafından hızlı bir şekilde emilir (Amazonlarda yapılan araştırmada,toprağa bırakılan radyoaktif kalsiyum ve fosforun %98’nin ağaç köklerinde bulunduğu saptanmış).Tüm bunlar yağmur ormanlarındaki döngünün ne kadar hızlı,aynı zamanda da ne kadar hassas olduğunu gösterir. Herhangi bir müdahale bu kırılgan düzenin bozulmasına ve besinlerin çok hızlı yok olmasına sebep olabilir.Bitkilerde birikmiş bu besinlerin kaybolması halinde toprağın, yerin metrelerce altındaki mineral sağlayan kayaçlardan beslenmesi neredeyse imkansızdır.
Tropikal ormanlardaki canlı çeşitliliği, bir bütün halinde ve karşılıklı hassas dengelere dayalı olarak oluşmuştur. Örneğin, yağmur ormanının tabanında yaşayan mikroskobik canlılar, minik böcekler ve mantarları ele alalım. Bunlar dev ağaçlar ve küçüklü büyüklü hayvanlara kıyasla oldukça küçük boyutlardadır; ancak önemli görevler üstlenirler: Ormanın temizliğinden ve toprağın verimli duruma getirilmesinden sorumludurlar. Ağaçlardan düşen yaprak ve dalları, ölü hayvanları değerlendirerek ekosisteme geri kazandırırlar. Böylece hiçbir şey israf edilmez. Profesör Edward Wilson bu mekanizmanın önemini şöyle anlatır: "Yaprak kesenler ve diğer karınca türleri, bakteriler, mantarlar, termitler ve akarlarla birlikte ölü bitkilerin çoğunu işler ve besleyici maddeleri bitkilere geri döndürerek büyük tropik ormanları hayatta tutar."

Resim

Yağmur ormanlarında kaç milyon canlı türü yaşadığını hala bilmiyoruz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz: Bu ekosistemlerdeki her türün görevi ve önemi farklıdır ve milyonlarca tür mükemmel bir uyum içinde yaşamaktadır. Bu gerçek, Bilim ve Teknik dergisinde Amazon'daki yağmur ormanlarının anlatıldığı bir makalede şöyle dile getirilir: "Amazon Havzası'ndaki bu karmaşık ekosistemde türlerin sürekliliği birbirlerinin yaşamına sıkı sıkıya bağlıdır. Bitki ya da hayvan olsun, her bir tür, bu milyon parçalı sistemin küçük bir bölümüne katkıda bulunur. Ağaçların, ağaçlardaki epifitlerin (toprakta köklenmeye gereksinim duymayan bitkiler) ve mantarların, maymunların, vampir yarasaların, kartalların, papağanların, ırmaktaki timsahların, piranhaların ve nilüferlerin, gözle görülmeyen mikroorganizmaların, içinde yaşadıkları bu dev ekosisteme hepsinin farklı katkıları vardır. Burada çok hassas dengeler söz konusudur. Yağmur ormanı tüm bu türlerle birlikte var olur. Tek bir türün bile ortadan kalkması birçok dengeyi bozar."
Ormandaki bazı türler arasında öyle bir uyum vardır ki, biri olmadan diğeri de yaşayamayacak kadar birbirlerine bağımlıdırlar. Yağmur ormanındaki ağaçların %90'ı tohumlarını yaymak için hayvanlara ihtiyaç duyarlar. Diğer taraftan, böcek larvaları, tırtıllar, kuşlar ve diğer hayvanlar da bu ağaçların tohumlarıyla beslenirler. Örneğin, incir ağacı türleri ile incir sineği türleri birbirlerine öylesine bağımlıdırlar ki, ayrı olarak soylarını devam ettiremezler. İncir sinekleri olmasa incir ağaçları kendi kendilerini dölleyemezler; incir ağaçları olmasa incir sinekleri doğal yaşam alanlarından yoksun kalırlar. Tropikal bölgelerdeki 900'den fazla incir türünün her biri için farklı bir tür incir sineği bulunur.
. Barındırdığı milyonlarca canlı türü, dünyanın iklim sistemine ve oksijen çevrimine önemli katkılarıyla yağmur ormanları yalnızca doğabilimciler için değil, tüm doğaseverler için yeryüzünde bir cennettir.

Resim


Yağmur Ormanlarında Yaşayan Halk
Tropik yağmur ormanlarında yaşayan birçok yerli halk grubu bulunmaktadır. Brezilya ve güney Venezuella'nın Amazon yağmur ormanlarında yaşayan Yanomamo kabilesinde olduğu gibi, bu grupların çoğu yüzlerce ya da belki binlerce yıldır dağınık köylerde yaşamaktadırlar. Bu kabileler yiyecek, giyecek ve ev gereksinimlerini temelde ormanlardan elde ettikleri malzemelerle sağlamaktadırlar.

Orman halkı çoğunlukla bir araya toplanmış avcılardır; yiyeceklerini et için avcılık yaparak (balık için balıkçılık) ve yenilebilir bitkileri toplayarak sağlarlar. Bir kısmının aynı zamanda ormandan arındırılmış alanlarda küçük bahçeleri de vardır. Yağmur ormanındaki toprak fakir olduğundan, bu alanlar birkaç yılda yerini ormandan arındırılmış yeni alanlara bırakmak zorunda kalır.

Binlerce yıldır ormanda yaşayan yerliler, ormanla şaşılacak bir uyum içindedir; onu çok iyi tanır ve kaynaklarını çok akıllıca kullanırlar. Kanolarını hangi ağaçtan yapılacağını, hangi ağacın yakacak olabileceğini, ok, yay ve kalkan yapımında hangi ağacın seçilmesi gerektiğini bilirler. Yenilebilen ve de kesinlikle yenilmemesi gereken bitkileri tanırlar. Dokumada, boya yapımında, tedavide kullanılacak yağ çıkarılabilecek bitkileri bilirler. Ormanda ilkel yöntemlerle tarım yaparlar. Yerli kabileleri küçüktür. Bu nedenle gereken tarım arazisi de küçüktür. Tarım yapacakları orman bölgesindeki ağaçları, uygun dönemde kesip kurumaya bırakırlar; sonra da
yakarlar. Küllü toprak, bitkiler için besin yönünden zengin bir yatak oluşturur. Tatlı patates ve muzun da içinde bulunduğu 50’ye yakın bitki yetiştirirler.Ancak toprak, verimliliğini bir-iki yıl içinde yitirir. Bunun üzerine yerliler de bu alanda tarım yapmayı bırakır, yeni bir alana geçerler. Terk edilen tarım alanı da kısa bir süre içinde yeniden ormana dönüşür. Bu tarımsal etkinliğin ormana herhangi bir zararı olmaz. Yerliler tarımla uğraşmanın yanı sıra avlanır ve balık tutar. Hayvanlar onları fark etmeden çok önce, onlar hayvanların seslerini duyar, ayak izlerini ayırt eder ve hatta kokularını alırlar. Yerliler çevrelerindeki bitkilerden ve avladıkları hayvanlardan çok çeşitli amaçlarla yararlanırlar. Örneğin yalnızca palmiyeden, yiyecek, yakıt ve cila elde ederler; yağını çıkarır, liflerini dokur ve ilaç olarak kullanırlar; ondan olta iğnesi yaparlar; gövdesinden tarak, bardak, oyuncak, çalgı, ok ve kalkan yaparlar. Kısacası yerliler için orman bazen manav ya da kasap bazen eczane ya da hırdavatçı bazen de oyuncakçıdır.
Yerli halkın nüfusu genel olarak azalmaktadır. Bunun birçok nedeni vardır. Ana sorun ise salgın hastalıklar (genelde Avrupalılarca getirilen çiçek, kızamık gibi) ve hükümetlerin toprağa el koymasıdır.

Kaynak:wikidipedia.

Resim


Tropik Sera İklimi

Yerküreyi ikiye “bölen” Ekvator çizgisinin her iki yanında yer alan bölgeye tropik kuşak denir. Burası her zaman sıcak (kış ortalaması 20° C’nin üstünde), yağışlı ve yılın 12 ayı bol güneş alan bir bölgedir. Sıcaklığın yıl içindeki dağılımı çok değişmediğinden mevsimler arasındaki farklar da fazla değildir. Buna karşılık gündüzle gece arasındaki fark görece daha büyüktür. Tropik iklim kuşağında yıl içindeki değişiklikleri ve kuşağın ekolojik düzenini daha çok yükseklik farkları ve yağışlar belirler.

Ekvator çevresinde, ısınan havanın yükselmesi nedeniyle ortaya çıkan ve bütün dünyayı kuşatan bir alçak basınç kuşağı oluşur. Bunu dengelemek için kuzeydoğudan ve güneydoğudan alize rüzgarları eser. Isınıp yükselen ve onun yerine gelen hava kütleleri 10. ve 25. enlemler arasında kuzeye (temmuz) ve güneye (ocak) doğru gidip gelir. Bu hava hareketlerini yağış izler. Kuzey Yarıküre’de yaz aylarında hava akımları kuzeye kayınca yağış düşer; buna karşılık güneyde yağış olmaz. Kuzeyde kış olunca hava akımları güneye kayar ve bu kez oraları yağış alırken kuzey kuraklaşır. İşte, kurak ve yağışlı mevsimlerin birbirini izlemesi, tropik kuşağın tipik özelliklerinden biridir. (Bu konuyla ilgili olarak, savanların anlatıldığı bölüme bakınız.) Tropik kuşakta Güneş ışınları bölgeye dik olarak indiği zaman yağmur yağdığından bu yağışlara zenit (doruk) yağmurları denir. Ekvator’un 10° kuzey ve güneyi arasında kalan bölgede kuraklık yaşanmaz. Buna karşılık buradan uzaklaşılıp dönencelere yaklaşıldıkça yağışlı ve kurak mevsimler daha belirgin hale gelir. Yağışlı mevsimlerin uzayıp, kurak mevsimlerin kısalması hem bitkiler, hem de hayvanlar için dayanılması zor koşullar yaratır.

Resim


Yeşil Cehennem

Tropik kuşak yeryüzünün en çok yağış alan yeridir. Bu bölgeye yılda en az 1.500 mm yağmur düşer. Kamerun Dağı (4.070 m) gibi bazı dağların yamaçlarında bu miktar 10.000 mm’ye kadar çıkabilir. Yıllık ortalama sıcaklık ise 25 derece dolayındadır. Bunun sonucunda bu kuşak dünyanın en zengin bitki örtüsüne sahip bölgesi durumuna gelmiştir. Balta girmemiş ormanlarda bitkiler yüksekliklerine göre kümelenir. En altta otlar ve sürünen bitkiler, onun üstünde yüksek çalılıklar, daha yukarıda da 20-30 m yüksekliğindeki ağaçlar yer alır. Ağaçların yaprakları zeminin üstünü bir şemsiye gibi örter. Bunların arasında tek tük 2-3 m kalınlığındaki bir gövde üstünde 60-70 m’ye yükselen ağaçlara rastlanır. Ağaçların gövdesini yaklaşık 100-200 m uzunluğundaki tırmanıcı bitkiler sarar. Dallardan aşağıya, havadaki yoğun nemden yararlanarak yaşamlarını sürdüren, orkide gibi epifitler sarkar. Bu ormanlarda yükseklikleri 10 m’ye, yapraklarının büyüklüğü ise 1 m’ye ulaşan palmiyeler görülür. Bu tabloyu olağanüstü büyüklükte meyveler veren ağaçlar ve bambu gibi Ağaç yüksekliğindeki otlar tamamlar. Bu ormanlarda yaşayan canlı türlerinin sayısının 5-30 milyon arasında olduğu sanılmaktadır. Bu konudaki araştırmalar henüz başlangıç aşamasındadır. Bitkiler çok hızlı büyüdüğünden otların kesilmesiyle açılan yollar birkaç gün içinde yeniden kapanır. Burada hava birdenbire kararır ve gece olunca sürünen ya da tırmanan hayvanlar çığlıklar ve ötüşler arasında deliklerinden çıkar. Yeşil cehennemdeki bu konsere kurbağalar, kuşlar ve maymunlar da katılır. Orman renkli kolibriler ve cırtlak sesli aralar gibi birçok ilginç hayvanın da barınağıdır. Sağlıksız sera havası yalnızca çok sıcak değil, aynı zamanda yüzde 80-90’ı bulan nem oranıyla çok ağır ve bunaltıcıdır. Burada ekmek çok çabuk küflenir, tuz ıslanır ve teknik araçlar inanılmaz bir hızla paslanır.

Resim

Tehlikeli Boyutlara Ulaşan Bir Yağma

Tropik hastalıkların tedavi biçimleri ve aşıları bulununcaya değin tropik yağmur ormanları beyaz adamın mezarı sayılırmış. Bu nedenle bu ormanların tıpkı çöller gibi yüzyıllar boyunca el değmemiş olarak kalmasına şaşmamak gerek. Burada yetişen meyveler sera etkisiyle çok çabuk çürürken, bu balta girmemiş ormanlarda yalnızca Pigmeler, Amazon bölgesinde de Yerliler yaşamayı becerebiliyor. Bunların yanı sıra yüzyıllardan beri kuzeyden Sudanlılar, güneyden Bantular Afrika’nın tropik ormanlarından küçük parçalar koparmaya çalışıyorlar, bunu da çoğunlukla tarla açmak amacıyla ormanı yakarak gerçekleştiriyorlar. Tümüyle yanmamış ağaç köklerinin altındaki toprağı çapayla biraz gevşettikten sonra burada muz, manyok, yam, darı ve tatlıpatates yetiştiriyorlar. Yüksek yağış miktarı nedeniyle toprağın içindeki mineraller çabucak akıp gidiyor ve toprağın besleyiciliği hızla azalıyor. Afrikalılar bunun üzerine tarlalarını ve köylerini terk edip başka bir yere gidiyorlar. Onların bulunduğu eski yeri ikincil bir orman alıyor. Yerlilerin kendi gereksinmelerini karşılamak için yaptıkları bu tarımın yanı sıra, beyaz sömürgecilerin kurduğu plantasyonlar da var, buralarda dünya pazarlarına sunulmak üzere, kakao, kahve, muz, hindistancevizi, kola ve palmiye yetiştiriliyor. Eskiden Amazon bölgesinin bir milyar insanı besleyebileceği düşünülürken bugün yağmurların değerli besinleri alıp götürdüğü ve balta girmemiş ormanların insanlar tarafından yağma edilmesinin büyük felaketlere neden olabileceği biliniyor.
SERKAN ORBAY AKBAYIR

Serrasalmus Manueli (METİN OKTAY)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Dr.CaPa BuRRo

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 07.02.2007 22:46

İleti: 16982

Yaş: 40

Konum: B.Düzü/İST

İletiTarih: 22.03.2008 18:46   İleti başlığı:    

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Resim

Amazon ormanına kuraklık yarıyor

Yeşil bölgeler ormanlık alanları gösteriyor. Kırmızı renk ise bir zamanlar orman olan ancak tahrip edilerek kuraklaştırılmış bölgelere işaret ediyor. Siyah çizgili sınır ise otantik yağmur ormanının sınırını gösteriyor.

Dünyadaki diğer ormanların aksine, Amazon yağmur ormanlarının kuraklık dönemlerinde yağmurlu dönemlere göre daha hızlı büyüdüğü ortaya çıktı.

NTV-MSNBC

Güncelleme: 16:52 TSİ 30 Haziran 2006 CumaISTANBUL - Yeryüzündeki

bitkiler yağmur yedikleri aylarda büyürken, kurak geçen aylarda da büyümeleri yavaşlar. Botanikte kabul gören bu önerme, Amazon yağmur ormanları için geçerli değil. Bilim insanlarını şaşırtan bir araştırmaya göre, bu bölgedeki ormanlar kurak sezonda daha hızlı büyüyor.

University of Arizona uzmanları Brezilya’da yürüttükleri araştırmada biyolojik önermeleri tersine çeviren bir sonuçla karşılaştı. Normal şartlarda kuru aylarda bitkiler su yetersizliğinden dolayı yaprak dökerken, bu kural Amazon ormanları için geçerli değil.

AMAZON’A KURAKLIK YARIYOR
Araştırmayı yürüten Dr. Alfredo Huete bulguları, “Bizim vardığımız sonuç bilinenin tam aksine, yağmurun durduğu zamanlar Amazon ormanları hızlı bir büyüme içine giriyor. Birden bire yapraklar açıyor, ağaçlara canlılık geliyor ve yeşilleniyorlar. Kuraklık sürdükçe yeşillik artıyor” şeklinde değerlendiriyor.

Söz konusu bulgu, Amazon ormanı içinde sadece balta girmemiş olarak tabir edilen sık bitki örtüsü için geçerli.

YERALTI SULARI GÜNEŞ’LE SİNERJİ YARATIYOR
Ağaçların derine inen kökleri kurak sezonda dahi yeraltındaki su kaynaklarını bulabiliyor ve bunlardan besleniyor. Uzmanların araştırmalarına göre, kuraklık sezonunda artan Güneş ışığıyla beraber ağaçlar daha fazla mineral alarak bunu suyla birleştiriyor ve yağmurlu sezona göre daha avantajlı duruma geçiyor.

KURAKLIKTA DAHA FAZLA YEŞİLLİK
Ağaçların kesildiği ve doğal bitki yoğunluğunun tahrip edildiği noktalarda ise, ağaç kökleri yeraltında dip sularına erişemiyor ve beslenemiyor. Bu durumda kuraklık döneminde de büyüyemiyor. NASA’nın Terra uydusundan gelen verilerle yapılan gözlemlerde, kuraklık dönemlerinde ağaçların daha fazla klorofil içerdiği ve daha yeşil gözüktüğü belirlendi.

AMAZON ORMANLARI YOK OLUYOR
Öte yandan, Amazon ormanlarındaki tahribat bugünkü gibi devam ederse, dünyanın akciğeri sayılan bu bölgenin yarısı 2050’ye kadar yok olacak.

Nature dergisinin son sayısında yayınlanan makaleye göre, Amazon ormanları iki koldan tahrip ediliyor. Bir yandan kereste üreticilerinin akınına uğrayan ormanlar, diğer yandan da tarım alanları açmak için yakılıyor.

Not: Araştırmayı konu alan makale Geophysical Research Letters dergisinde yayımlanmıştır.
Kaynak: Livescience, NtvMsnbc
SERKAN ORBAY AKBAYIR

Serrasalmus Manueli (METİN OKTAY)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Dr.CaPa BuRRo

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 07.02.2007 22:46

İleti: 16982

Yaş: 40

Konum: B.Düzü/İST

İletiTarih: 22.04.2008 12:33   İleti başlığı:    

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Resim

Yağmur ormanları, yüksek düzeyde yağış alan ormanlarla kaplı biyomlardır. Tropikal yağmur ormanları olduğu gibi ılıman yağmur ormanları da vardır. Yağmur ormanlarının en önemli özellikleri flora ve faunasındaki inanılmaz biyoçeşitlilik ve çok sayıda türü barındırmasıdır.

En büyük tropikal yağmur ormanları Amazon Basin'deki Amazon Yağmur ormanı, Nikaragua, güney Yucatan Yarımadası, Orta Amerika'da Belize, Kamerun'dan Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne kadar Afrika'nın ekvatoryal bölgelerinin büyük kesimi, Myanmar'dan Endonezya ve Papua Yeni Gine'ye kadar güneydoğu Asya, Doğu Queensland, Avustralya ve ABD'nin bazı bölgelerinde bulunmaktadır. Tropiklerin dışında ılıman yağmur ormanları İngiliz Kolombiyası, güney Alaska, batı Oregon ve Washington, batı Kafkas, Gürcistan'ın Ajaria bölgesi, Balkanların batısındaki bölgeler, Yeni Zelanda, Tasmanya ve Avustralya'nın doğu bölgelerinde bulunur.

Yağmur ormanları atmosferdeki karbondioksit dengesini koruduğu için dünya ekolojik sisteminde çok önemli bir yere sahiptirler.

Yağmur ormanı veya tropikal orman denilince ilk akla gelenler, göz alıcı kelebekler, orijinal görünümlü böcekler, rengarenk kuşlar, geniş yapraklı, büyük ve yemyeşil ağaçlardır. Yağmur ormanları ekvatora yakın bölgelerde bulunan, iç içe geçmiş, daima yeşil ve yüksek ağaçlardan oluşan ormanlardır. Bu ormanların en önemli özelliği ise, çok sayıda hayvan ve bitki türünü barındırmasıdır. Milyonlarca kilometre karelik bir tropikal ormanın hemen her yeri çok çeşitli canlı türlerinin yuvasıdır.

250 yıl kadar önce, Güney Amerika'daki yağmur ormanlarına ilk ayak basan Avrupalı araştırmacılar, gördükleri çeşitlilik karşısında hayrete düşmüşlerdi. Her yeni araştırma da buradaki bitki ve hayvan türlerinin zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Tropikal kuşaktaki bir ormanın diğer ormanlardan oldukça farklı bir yapısı vardır. Bir yağmur ormanında, geniş gövdelerinde çeşitli liken ve mantar türleri bulunan yaklaşık 50 metre uzunluğundaki ağaçlar yer alır. Çok sayıda kuş, böcek, hayvan türü, bu ağaçların üst tabakasında yaşamlarını sürdürür. Yüksek a-ğaçların altında, palmiye, sedir, maun, incir gibi orta boy çeşitli ağaçlar bulunur. Bunların gövdeleri de renk renk orkideler, kaktüsler, eğrelti otları ve yosunlarla kaplıdır. Ormanın en alt tabakası olan ot katı ise, oldukça sık bir bitki örtüsü oluşturur ve büyük bir zenginlikteki böcek, bakteri ve mantar türlerine ev sahipliği yapar. Kısacası, bir yağmur ormanının en karakteristik özelliği, insanı şaşkına çeviren canlı çeşitliliğidir.

Karaların sadece %7'sini oluşturan yağmur ormanlarında, yeryüzündeki bitki ve hayvan türlerinin %50'sinden fazlası yaşamaktadır. Şu da var ki araştırmacılar bu oranın, biyoçeşitlilik hakkındaki bilgimizin artmasıyla değişebileceğini belirtmektedir. Buna ilişkin, Smithsonian Enstitüsü'nden tanınmış araştırmacı Thomas Lovejoy önemli bir tespit yapmaktadır: "Daha çok araştırmacı tropikal ormanı farklı yöntemlerle inceledikçe, daha fazla biyoçeşitliliğin var olduğu görülmektedir." (Thomas E. Lovejoy, “Biodiversity: What Is It?”, s. 8, Marjorie L. Reaka-Kudla, Don Wilson Biodiversity II, Washington D.C, 1997)

Söz konusu çeşitliliği gözünüzde canlandırabilmeniz için birkaç örnek verelim: Bir hektar (10.000 metre kare) tropikal orman 600'den fazla ağaç türü barındırabilir. (M. Encarta Encyclopedia 2001 Deluxe Edition CD, “Rain Forest”.)

Amazon Havzası'nın bir bölgesinde, bir gün içinde, 440 tür kelebek toplanabilir. (M. Encarta Encyclopedia 2001 Deluxe Edition CD, “Amazonian Biodiversity”) Tek bir ağacın üzerinde 43 ayrı karınca türü; 650 farklı böcek türü görülebilir. Yine bu bölgedeki bir kilometre karelik ormanlık alanda yüzlerce tür kuşa rastlamak mümkündür. Borneo'da 10 ağaçtan örnek alındığında, 2.800'den fazla eklem bacaklı hayvan türü bulunabilir. Tropikal ormanlarda yaşadığı tahmin edilen böcek türü sayısı milyonlarcadır.

Resim

Yukarıda bahsedilen sayılar belirli bir ortamdaki canlıların toplam sayısı değildir; canlı türlerinin sayısıdır. Bu muazzam sayılara ek olarak insanda hayranlık uyandıran diğer bir olgu da, yağmur ormanlarındaki kimi uzmanlara göre milyonlarca, kimilerine göre on milyonlarca canlı türünün mükemmel bir uyum ve iş birliği içinde yaşamasıdır.

Genellikle yağmur ormanları toprağının zengin ve verimli olduğu sanılır. Ancak bu kanaatin doğru olmadığı kısa bir zaman önce anlaşılmıştır. Bu ormanların toprağı diğer ormanlarınkine kıyasla besin açısından fakirdir.

yağmur ormanının tabanında yaşayan mikroskobik canlıları, minik böcekleri ve mantarları ele alalım. Bunlar dev ağaçlar ve küçüklü büyüklü hayvanlara kıyasla oldukça küçük boyutlardadır; ancak önemli görevler üstlenirler: Ormanın temizliğinden ve toprağın verimli duruma getirilmesinden sorumludurlar. Ağaçlardan düşen yaprak ve dalları, ölü hayvanları değerlendirerek ekosisteme geri kazandırırlar. Böylece hiçbir şey israf edilmez. Profesör Edward Wilson bu mekanizmanın önemini şöyle anlatır: "Yaprakkesenler ve diğer karınca türleri, bakteriler, mantarlar, termitler ve akarlarla birlikte ölü bitkilerin çoğunu işler ve besleyici maddeleri bitkilere geri döndürerek büyük tropik ormanları hayatta tutar." (Doğanın Gizli Bahçesi, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 2000 s. 134)

Yağmur ormanlarında kaç milyon canlı türü yaşadığını hala bilmiyoruz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz: Bu ekosistemlerdeki her türün görevi ve önemi farklıdır ve milyonlarca tür mükemmel bir uyum içinde yaşamaktadır. Bu gerçek, Bilim ve Teknik dergisinde Amazon'daki yağmur ormanlarının anlatıldığı bir makalede şöyle dile getirilir:

"Amazon Havzası'ndaki bu karmaşık ekosistemde türlerin sürekliliği birbirlerinin yaşamına sıkı sıkıya bağlıdır. Bitki ya da hayvan olsun, her bir tür, bu milyon parçalı sistemin küçük bir bölümüne katkıda bulunur. Ağaçların, ağaçlardaki epifitlerin (toprakta köklenmeye gereksinim duymayan bitkiler) ve mantarların, maymunların, vampir yarasaların, kartalların, papağanların, ırmaktaki timsahların, piranhaların ve nilüferlerin, gözle görülmeyen mikroorganizmaların, içinde yaşadıkları bu dev ekosisteme hepsinin farklı katkıları vardır. Burada çok hassas dengeler söz konusudur. Yağmur ormanı tüm bu türlerle birlikte var olur. Tek bir türün bile ortadan kalkması birçok dengeyi bozar." (Çağlar Sunay, Bilim ve Teknik Nisan 1999, s.75)

Ormandaki bazı türler arasında öyle bir uyum vardır ki, biri olmadan diğeri de yaşayamayacak kadar birbirlerine bağımlıdırlar. Yağmur ormanındaki ağaçların %90'ı tohumlarını yaymak için hayvanlara ihtiyaç duyarlar. Diğer taraftan, böcek larvaları, tırtıllar, kuşlar ve diğer hayvanlar da bu ağaçların tohumlarıyla beslenirler. Örneğin, incir ağacı türleri ile incir sineği türleri birbirlerine öylesine bağımlıdırlar ki, ayrı olarak soylarını devam ettiremezler. İncir sinekleri olmasa incir ağaçları kendi kendilerini dölleyemezler; incir ağaçları olmasa incir sinekleri doğal yaşam alanlarından yoksun kalırlar. Tropikal bölgelerdeki 900'den fazla incir türünün her biri için farklı bir tür incir sineği bulunur.

Resim

Burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir: İncir sineğinin vücut ve ağız yapısı ile çiçeğin yapısı ve üreme organları; böceğin uçuş programı ile çiçeğin açış zamanlaması gibi özellikler tam bir uygunluk içindedir. Türler arasındaki bu bire bir uyumu açıklamak ise, Darwinizm için her zaman dev bir sorun olmuştur. Bu olgunun tek bir açıklaması vardır: Bitkiler ve hayvanlar arasındaki uyum, eşsiz bir tasarımın sonucudur. Bu sistemin zaman içinde küçük değişimlerle, evrimin şuursuz mekanizmalarıyla gelişme ihtimali yoktur. Örneğin, Xanthopan morganii adlı bir kelebek türü ve bir tür Madagaskar orkidesi arasındaki uyumlu beraberliği inceleyelim. Bu kelebek nektar toplarken 30-35 cm uzunluğundaki hortumunu bu orkidenin yaklaşık 30 cm derinliğindeki çiçeğinin içine doğru uzatır ve onun döllenmesini sağlar. Çiçeğin derinliğindeki yumurtanın döllenmesi için, bu orkide, bu uzunlukta hortumu olan bir böceğe ihtiyaç duymaktadır; yani her iki türün birbirleriyle uyum içinde olmaları zorunludur.

Madagaskar orkidesinin ve sözkonusu Xanthopan morganii türü kelebeğin çok daha kısa bir boya ve hortuma sahip olan atalarının bulunduğunu varsayalım. (Evrim teorisine göre, bu varsayımdan yola çıkmak gerekir.) Bu durumda, her iki türün de birbirleriyle eş zamanlı olarak uzamaları, bunun için kelebeğin ve orkidenin eş zamanlı olarak hortum veya kanal boylarını uzatan mutasyonlara maruz kalmaları, bu mutasyonların bu canlılarda (hiç örneği görülmemiş bir şekilde) sadece yararlı bir değişiklik yapması; mutasyona uğrayan bireylerin aynı yerde ve yanyana bulunmaları; birbirleri ile temasa geçmeleri; diğer mutasyona uğramamış bireylere göre daha avantajlı olup çoğalmaları ve bu sözde mutasyon-seleksiyon sürecinin milyonlarca yıl boyunca hep tesadüfen "hatasız" olarak devam etmesi gerekir.

Milyonlarca yıl önce ortaya çıkan ve yeryüzünde yaşayan hayvanların yüzde 80'ini barındıran tropik yağmur ormanları günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ekolojik sistemler bozulurken, pek çok canlının yaşam alanı yok edilmektedir. Bitki örtüsünün yoğunluğu nedeniyle tropik yağmur ormanları gezegenimizin en önemli oksijen kaynaklarından biri durumdadır. Ayrıca kıtalar üstündeki en büyük su deposu işlevini görürler. Bu nedenle onların yok edilmesi büyük ekolojik felaketlere yol açabilir.


kaynaklar:
tr.wikipedia.org/wiki/Ya%C4%9Fmur_ormanlar%C4%B1
SERKAN ORBAY AKBAYIR

Serrasalmus Manueli (METİN OKTAY)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Dr.CaPa BuRRo

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 07.02.2007 22:46

İleti: 16982

Yaş: 40

Konum: B.Düzü/İST

İletiTarih: 09.04.2012 16:27   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim
SERKAN ORBAY AKBAYIR

Serrasalmus Manueli (METİN OKTAY)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı aykut_oruc

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 09.06.2007 08:16

İleti: 11619

Yaş: 43

Konum: İSTANBUL 1980

İletiTarih: 09.04.2012 18:17   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Serkan bu yagmur ormanlarina giden turlar varmi, biliyormusun aga?
----------Aykut Oruç DURMUŞOĞLU----------
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Dr.CaPa BuRRo

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 07.02.2007 22:46

İleti: 16982

Yaş: 40

Konum: B.Düzü/İST

İletiTarih: 09.04.2012 18:33   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

aykut_oruc yazdı:
Serkan bu yagmur ormanlarina giden turlar varmi, biliyormusun aga?


Var Aykut'um olmazmı,bazen araştırıyorum ama çok pahalıya mal oluyor.Neredeyse 2500-3000 Euro arası.

viewtopic.php?f=61&t=9719
SERKAN ORBAY AKBAYIR

Serrasalmus Manueli (METİN OKTAY)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı aykut_oruc

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 09.06.2007 08:16

İleti: 11619

Yaş: 43

Konum: İSTANBUL 1980

İletiTarih: 09.04.2012 20:41   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Dr.CaPa BuRRo yazdı:
aykut_oruc yazdı:
Serkan bu yagmur ormanlarina giden turlar varmi, biliyormusun aga?


Var Aykut'um olmazmı,bazen araştırıyorum ama çok pahalıya mal oluyor.Neredeyse 2500-3000 Euro arası.

viewtopic.php?f=61&t=9719



Valla iyi paraymis aga, kismet artik.
----------Aykut Oruç DURMUŞOĞLU----------
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı turkishboxer

Piranhacı

Piranhacı


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 29.09.2011 06:47

İleti: 776

Yaş: 33

İletiTarih: 09.04.2012 22:27   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

paylasim icin tskler
Orkan Korkmaz
bitane tüccar dükkani
bitanede bar/discothek
Almanya Frankfurt Am Main
1,50 x 50 x 60 cm
6* 13-15cm natteri + 7* 13-15 cm cariba

100x40x35
cm15-16 cm manueli
+
17-18 cm rhombeus
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı HergeLe

Üretim Başarısı

Üretim Başarısı


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 17.01.2012 05:26

İleti: 2196

Yaş: 33

Konum: Köln

İletiTarih: 10.04.2012 00:45   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Güzel bir paylasim olmus buda herzamankisi gibi :onay:


>>> Rocky The RHOMBEUS <<<
||| THE MOST AGRESSIVE PIRANHA EVER |||

#ProudRhombeusKingRocky

Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Dr.CaPa BuRRo

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 07.02.2007 22:46

İleti: 16982

Yaş: 40

Konum: B.Düzü/İST

İletiTarih: 27.09.2012 14:32   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Resim

Resim

Resim
SERKAN ORBAY AKBAYIR

Serrasalmus Manueli (METİN OKTAY)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı aykut_oruc

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 09.06.2007 08:16

İleti: 11619

Yaş: 43

Konum: İSTANBUL 1980

İletiTarih: 27.09.2012 14:35   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Ya Serkan 1. ve 3. resim harikaymış birader yaa. Maşallah valla.
----------Aykut Oruç DURMUŞOĞLU----------
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Mehmet SOVUK

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 08.09.2011 10:52

İleti: 6026

Yaş: 46

Konum: İstanbul 20/07/1977

İletiTarih: 27.09.2012 15:11   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Resimlerin hepsi birbirinden guzel valla. Amazona gidesim geldi :grin:
Mehmet SOVUK
Avcılar / İSTANBUL
High Tech Planted Tank: 75*50*50
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı Serkan AKKAŞ

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kayıt: 03.09.2010 10:54

İleti: 5898

Yaş: 47

Konum: ANKARA MATBAACI

İletiTarih: 27.09.2012 15:33   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Serkanım yine yardırmaya başlamışsın :) Çok güzel resimler :onay:
0 532 574 36 60 - ANKARA
12 Adet Damızlık Nattereri
3 Adet F0 Nattereri
Veee Yine Albino Full Red' lere dönüş. :)
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı F.Basaran

TPF Özel Üyesi

TPF Özel Üyesi


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 21.03.2007 14:29

İleti: 2932

Yaş: 37

Konum: Bodrum

İletiTarih: 27.09.2012 16:01   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Resimlere bakmak bile huzur ve garip bir ürperti hissettiriyor insana harika resimler Serkan Abi teşekkürler. :onay:
Resim
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 

Çevrimdışı bogazyargiclari

Piranhacı

Piranhacı


Kullanıcı avatarı


Kayıt: 25.06.2012 22:39

İleti: 770

Yaş: 34

İletiTarih: 27.09.2012 18:32   İleti başlığı: Re: Yağmur Ormanları   

Alıntı ile cevapla İletiyi rapor et 

Mehmet SOVUK yazdı:
Resimlerin hepsi birbirinden guzel valla. Amazona gidesim geldi :grin:

Herkesin gidesi gelmiştir kesin Mehmet Abi. Gerçekten çok güzel görünüyor oralar.
İbrahim Hakkı Bilgin - İstanbul
AB rh +
120x60x60 - 18x 13-14 cm Natteri..
100x50x40 - Bitki & Karides
Sayfa başı Profile bak Özel mesaj gönder 
Önceki iletileri göster:  Sıralama  
Konuya cevap yaz
 2 sayfadan 1. sayfa [ 16 ileti ]
[Sayfaya git]   1, 2  Sonraki


Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyenler: Kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

Bu forumda yeni konular açabilirsiniz
Bu forumda konulara cevap yazabilirsiniz
Bu forumda kendi iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumda kendi iletilerinizi silemezsiniz